Deterjan dediğimiz sentetik karışımlarla kıyaslanırsa, sabun çok daha yetersiz bir temizleyicidir. Deterjanın içinde bulunan hidrofilik atomlar, suyu çok severler. Yine deterjandaki hidrofobik denilen bir grup atom da, sudan hiç hoşlanmaz. Bu son gruba giren atomlar, kendilerini yağlara ve öteki kirlere bağlarlar. Sonra suyu seven hidrofilik atomlar, yağlı ve kirli hidrofolik atomları temizleyerek götürürler. Yukarıda anlatmaya çalıştığımız teknik bilgiyi ilk keşfeden Belçikalı kimyacı A. Reychler oldu. Onun 1913 yılındaki buluşundan sonra, 1917′de Almanya’da Nekal adı altında ilk ticari deterjan satışı başladı. İkinci Dünya Savaşı sırasında deterjan üretimi hızla arttı. Çünkü, temizlenmesi gereken birçok üniforma vardı ve bunların, suyun hiç köpürmediği tuzlu sularda yıkanması gerekiyordu. Sıradan deterjanlar, bazı proteinleri, örneğin yumurtayı ayrıştıramadıkları için, temizleyemezler. Bu tür proteinleri yalnız bazı enzimler ayrıştırabilir. 1967′den itibaren deterjanlara bu amaçla bazı enzimler eklendi. Bunun ilk uygulamasını ABD’nin Ohio eyaletinde faaliyet gösteren Proctor and Gamble adlı şirket yaptı.
|