Hayatımızda sahip olduğumuz en önemli kaynaklarımızdan birisi de zaman olsa gerek. Onu bu kadar önemli yapan kimseyi umursamadan geçip gitmesi ve bu geçip gidişin sınırlı süredeki ömrümüzün aleyhine çalışıyor olmasıdır.

Günlük yaşantımızda bizim dışımızda akıp giden ve bizim çok da umurunda olmadığımız bu kaynağı planlamaya kalkarız. Sonuç nedir peki? Genelde yeterince zamanımız yoktur, işlerimizi yetiştiremeyiz. Aslında, hepimizin sahip olduğu zaman aynıdır. Ama bu, pek azımız için yeterlidir.

Burada sorun zamanın yetmemesi midir? Aslında sorun hedeflerimizin belirsiz olması, önceliklerimizin iyi sıralanamamasından başka bir şey değildir. Zira planlayabileceğimiz şey zaman değil sadece ve sadece kendimiz izdir. Bu nedenle zaman yönetiminin anlamı gerçekte yaşam yönetimidir; zaman planlaması da aslında kendimizi planlamaktır. Dolayısıyla konu zaman değil BİZ’iz, hayatımızı nasıl yaşadığımızdır. Zaman Yönetimi aslında Yaşam Yönetimi ise yaşamı daha etkili yönetmek için neler yapmalıyız o halde.

Gittiğimiz yön, gidiş hızımızdan daha önemlidir

Sabah evden çıktığımızda farkında olsak da olmasak da nereye gideceğimizle ilgili bir hedefimiz vardır. Bu hedef doğrultusunda da hareket ederiz. Yaya veya arabayla gitmek sonucun daha hızlı gerçekleşmesini sağlar. Amaçsızca yol alışlarımızda ise durduğumuz noktada "burası neresi, niye buradayım?” soruları ile kendimize geliriz. Hayatımız da çok farklı değildir aslında. Kendi bütünsel hayatımız, kariyerimiz, ailemiz, işimiz vb konularda da hedef belirlemezsek, vardığımız nokta burası neresi ben kimim olmaktadır. O halde öncelikli olarak yapılması gereken hedeflerimizi belirlemektir. Hedefleri misyon ve vizyon olarak da ifade edebiliriz. Hedeflere anlam veren de Değerlerimizdir. Hepimizin yaşamımıza anlam katan, bizi insanlığın bir parçası yapan ve sonuç olarak uğruna savaşacağımız değerlerimiz vardır. Değerler ilerleme güdümüzün dayandığı noktalardır. Davranışlarımıza heves, bağlılık ve enerji verirler. Hiç bir baskı bizim içimizden kaynaklanan bir baskıdan daha güçlü olamaz; bu baskılar yaşamımızın renklerini belirler ve her olaya karşı davranış biçimimizi düzenler.

Etkililik Verimlilikten Önce Gelir!

Hedefleri belirlemek hayattaki, işteki, ailemizdeki, kariyerimizdeki, çocuklarımızla ilişkilerimizdeki vs önceliklerimize yardım edecektir. Bu öncelikleri gerçekleştirmede gösterdiğimiz performans yaşamın o alanını ne kadar etkili yaşadığımızla ilgili önemli ipuçları verecektir. Hedeflerimizi ne kadar kısa zamanda ve ne kolaylıkta gerçekleştirdiğimiz ise verimliliğimizi ortaya koyar. Hedeflerimize hizmet eden doğru çizgi üzerinde hareket etmiyorsak, istediğimiz kadar verimli olalım yanlış sonuçlar elde edeceğimiz garantidir. Bu, elimizdeki İzmir haritası ile saatte 140 km hızla Antalya’ya gitmeye benzemektedir.

Plansız Hedef Sadece Bir Düştür

Bir Çin atasözü; "Balık tutmak amacıyla ırmağa gitmek yeterli değildir, yanınızda ağ da götürmelisiniz” der. Yani, bir plan ve programı olmayan hedef sadece hayalden ibarettir. Plan yapmanın amacı, bir hedefe ulaşmak için yapılacak işlere önem sırası vermek, bu önem sırasına göre de adımları yerine getirmektir. Bunun için her plan, açık bir hedef ve bunu izleyen adımları kapsamalıdır.

Kaldıraç Yasası

Planlarımızdaki adımları önem sırasına göre tamamlamak kaldıraç yasası gereğidir aslında. Pareto İlkesi, 80/20 kuralı diye de bilinen kaldıraç yasası "nedenler, girdiler ve çabaların azınlıkta kalan bir kısmının (%20’sinin); çıktılar veya ödüllerin çoğunluğuna (%80’ine) yol açtığını öne sürer. Kelime anlamı ile, örneğin işinizde başardıklarınızın %80’inin harcanan zamanın %20’sinden gelmesini ifade eder.” Bu çerçevede kaldıraç yasası hem sahip olduğumuz zamanın %20’sine gerçekten odaklandığımız zaman ve toplam işlerimizin gerçekten önemli %20’sine odaklandığımız zaman gerçekten etkili sonuçlar elde edeceğimizi anlatmaktadır. İşler ve işlerin önem sıraları içinde kaybolmamak için günlük olarak hazırlayacağımız yapılacaklar listesi bize yardımcı olacaktır. Bu liste sayesinde hem tamamladığımız her başlıkla birlikte motivasyonumuzun devamlılığını sağlayacak, hem de planlarımızı bozacak olanlara karşın hayır diyebilme gücünü bulacağız kendimizde. Bize Bağlı Başlangıçta da dediğimiz gibi zaman yönetimi aslında yaşam yönetimidir. Yaşam yönetimi hakkında da söylenecek daha pek çok söz var buraya sığdıramayacağımız. Yazdıklarımızı ve yazacaklarımızı bir cümle ile özetleyecek olursak; Melih Cevdet’in dediği gibi her şey "ben”e bağlı.