Japon araştırmacılar, Hepatit B virüsünü (HBV) tutuklamak için insan
kanı proteinlerinden yapılan nanotüpleri kullandı. Gruba göre,
çalışmaları biyomedikal uygulamalarla protein esaslı nanotüplerin yeni
bir kimyasal kavram oluşturmak üzere birleşmesi anlamına geliyor.
"Nanotüp” terimi, bu zamana kadar içi boş ve silindirik karbon
nanoyapıları anlatmak için kullanılıyordu. Ancak Tokyo’daki Chuo
Üniversitesi’nden Teruyuki Komatsu tarafından yönlendirilen bir
araştırma ekibi, karbondan farklı olarak doğal proteinlerden ince tüplü
yapılar oluşturmak için bir teknik geliştirdi. Şimdi, bu "akıllı”
nanotüplerin enfeksiyona neden olan virüs parçacıklarını seçimli olarak
tutuklamak için kullanılabileceğini gösterdiler
Protein tüpleri Hepatit B virüs proteinlerine bağlanan antikorlarla aynı yerde bulunuyor
© J. Am. Chem. Soc.
Komatsu, şöyle konuştu: "Nanotüplerimizin içinde proteinler, enzimler
ve antikorlar var ve son derece benzersiz”. Tüplerde büyük miktarda
insan serum albümini var, bu yapı insan kanının en çok bulunan plazma
proteini. Bunlar polimerler ve proteinler ile polikarbonat kalıbı tabaka
tabaka doldurarak elde ediliyor. Buradaki zorlu kısım, kalıp çözüldüğü
zaman nanotüplerin şeklinin bozulmaması ve dağılmaması. 2010′da,
Komatsu’nun ekibi N,N-dimetilformamid ve hızlı, dondurarak kurutma
yöntemini kullanarak nanotüpleri daha etkin bir şekilde ekstrakte
etmenin bir yolunu bulmuştu [2]. Ancak bu, araştırma ekibinin
enfeksiyona yol açan mikroorganizmaları kullanmak için nanotüplerin
kullanıldığı ilk örnek.
HBV’yi yakalamak için, araştırmacılar protein nanotüplerin iç
kısmını, Dane parçacıkları olarak da bilinen enfeksiyöz HBV
parçacıklarına özel tepki gösteren antikorlar ile kapladı. Araştırma
ekibi, virüs proteinlerinden bir araya getirilen ve enfeksiyona yol
açmayan diğer parçacıklar içeren çözeltilerden Dane parçacıklarının
%99′undan fazlasını seçimli olarak gidermeye muvaffak oldu. TEM
(geçirgenlik elektron mikroskobu) resimlerine göre parçacıklar tüplerin
içindeki boşluklarda tutuklanmış bir şekilde görünüyor.
New York (ABD), Stony Brook Üniversitesi’nde biyonanoteknoloji
alanında çalışan Balaji Sitharaman, konu hakkında şunları söyledi: "Bu
ümit veren bir yaklaşım, ama bu nanotüplerin bir kliniğe gelmesinden
önce çok sayıda çalışmanın daha yapılması gerekecek”. Sitharaman, şöyle
diyor: "boyuttan dolayı pasif tutuklamadan ziyade, virüsün aktif bir
şekilde tutuklanması ilginç bir yön”. Ancak, Sitharaman nanotüplerin
oyuklarını tıkayacak diğer virüsler ve proteinlerden dolayı etkinliğin
azalacağını düşünüyor ve in vivo uygulamalar için nanotüplerin dış
yüzeyini antikorlar ile kaplamanın daha değerli olacağını öne sürüyor.
Ancak Komatsu’nun ekibi, nanotüplerin enfeksiyona yol açan
mikroorganizmalara karşı kullanılmasında iyimser düşünüyor. Komatsu,
şöyle diyor: "Farklı virüsler için bir seri nanotüp hazırlıyoruz”. "Grip
virüsleri ve HIV için nanotüplerin oluşturulması mümkün”. Tüpler büyük
oranda insan proteinlerinden yapıldığı için, en azından prensipte, tıbbi
alanda kullanılmaları güvenli gibi gözüküyor.
Kaynaklar: 1. T Komatsu et al, J. Am. Chem. Soc., 2011, DOI: 10.1021/ja10961222. 2. X Qu and T Komatsu, ACS Nano, 2010, 4, 563 (DOI |