Bir motorun gücü, yanma hücrelerinde belli zaman aralığında tükenilen yakıt ile doğru orantılıdır. Daha yüksek ve düzenli yanma için daha çok oksijene ihtiyaç duyulur. Günümüzde motor hacimleri sabit tutularak aynı motordan daha fazla verim alabilmenin yolu, yanma hücrelerine turbo vasıtasıyla daha fazla hava aktarabilmekle mümkün olmaktadır. Turbonun temel çalışma prensip, türbin pervanelerinin atık ekzost gazları ile hızla harekete geçip, hava filitresinden bol ve sıkıştırılmış havayı emerek, yanma hücrelerine aktarmasıdır.
Turbolu motorlarda artık ekzost gazı enerjisi, motorun performansını artırdığı için gerçek manada yakıt tüketiminde tasarruf yapılmaktadır. Ayrıca turbolu motorlarda yakıt gereği gibi tüketildiğinden, çevre koşulları bakımından da vazgeçilmez tercih nedenidir. Bir diğer avantajı ise ülkemizin coğrafyası gibi, bir hayli tırmanış gerektiren yol koşullarında, turbolu motorda güç kaybı en az seviyede oluşmaktadır.
Turbonun motordan bağımsız bir ünite olduğu halde, motorun ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Motor yağının, yağ filitresinin ve hava filitresinin düzenli bir şekilde değiştirilmesi, turbolu motorların performansının arızasız devamı için en önemli koşuldur.
Turbolu motorlarda mutlaka araç üreticisinin tavsiye ettiği yüksek kalitede motor yağları kullanılmalıdır. Zira düşük kalitede motor yağları özellikle turbonun içi gövdesinde yüksek ısıyla karbonlaşıp, turboya büyük zarar verir. En önemli zarar, zamanla kümeleşen karbon parçacıklarının turbo yağ kanallarını tıkayarak pervaneli milde, segmanlarda ve gövdede önemli hasarlar meydana getirmesidir. Motorun arızasız çalışması için en az beş misli daha önemlidir. Zira günümüzde turbo devir sayısı 150-300.000 rpm gibi rakamlarla ifade edilebilmektedir. Bu yüksek devirde turbonun çok kısa süre için yağsız kalması, bozulması için yeterli sebeptir.
Motorun turbo ile olan tüm yağ bağlantılarının (yağ giriş çıkış boruları ve karter havalandırması) çok titizlikle gözden geçirilip, arızalarının giderilmesi şarttır.