Çoğu insan yaşamını etkileyecek önemli
kararları alırken örnekler arar, öneriler bekler hatta bir başkasının
kendi adına karar vermesini ister. Kendi başına bir tercih belirtmek,
bir karar vermek istemez. Bunun bir nedeni sorumluluktan kaçmak diğer
bir nedeni ise değişimden korkmaktır. Bu kişiler, karar almayarak mevcut
durumlarını koruyacaklarını, sahip olduklarına sahip olmaya devam
edeceklerini düşünürler.
Kararlar almak, kararlarının sorumluluğunu taşımak, inisiyatif
kullanmak ve gerektiğinde değişimler gerçekleştirmek yaşamının
kontrolünü ele almaktır. Bunlar mutlu, güvenli ve başarılı olmak ve iş
yaşamında bir yerlere gelmek isteyen insanların yapması gerekenlerdir.
Bunları yapamayan bir kişi, sonuçta başkalarının bunları kendi adına
yapmasına izin vermek durumunda kalır.
Her insan kendi hayatını yaşar, tercihlerini yapar ve sonuçlarına
katlanır. Başarıları ve başarısızlıkları kendi seçimlerinin
sonuçlarıdır. Şüphesiz bu sonuçları etkileyen birçok dış faktör
bulunmaktadır. Ancak bunların çoğu öngörülebilir ve önlenebilir (ya da
daha iyi değerlendirilebilir) niteliktedir. Bu nedenle, olumsuzluklardan
dolayı başkalarını suçlamak ya da olumlu sonuçları şans, talih olarak
nitelemek yanlıştır.
Liderlik; karakter, vizyon, strateji ve duygusal zekâ sahibi olmayı
gerektiren ve aynı zamanda iletişim, zaman yönetimi ve değişim yönetimi
gibi becerilerin kullanılmasına dayanan bir insan ilişkisi sürecidir.
Çoğu kez liderlik, bir ekip ile birlikte akla gelir ve liderin her zaman
izleyicilerinin olduğu kabul edilir. Ayrıca liderlik konusu açıldığında
genellikle siyasal ve tarihsel liderler üzerinde konuşulur. Liderler,
köklü değişimlere yol açan fikirleri ve eylemleri ile birlikte
hatırlanırlar. Bu nedenle liderler, doğuştan üstün yeteneklerle
donatılmış, az bulunan karizmatik kişiler olarak düşünülürler.
Oysa kendini tanıyan ve yönetebilen, çevresindeki insanları anlayan
ve onları etkileyebilen kısaca yüksek duygusal zekâya sahip olan hemen
her insan liderlik niteliklerine sahiptir. Lider kendisi hakkında
başkalarından daha fazlasını bilir, gizli güçlü yönlerini tanır ve
kullanır. Bu yönlerini zenginleştirerek başkalarını etkiler.
Çevresindeki karmaşık ilişkileri başkalarından daha iyi çözümler ve
akıllıca eylem planları yapar.
Kişisel lider, hayatının yolunu çizmiş, yolculuğunu planlamış ve
hızını ayarlamıştır. Duracağı, mola vereceği yerleri ya da kestirmeden
gideceği yolları bilir. Yol üzerinde kimlerle tanışacağını, kimlerle
çalışacağını ve kimlerle yol arkadaşlığı yapacağını öngörmektedir.
Geçmişi, bugünü ve geleceği daha iyi değerlendirir. Kişisel vizyon, etik
anlayış ve güçlü bir inanç ve değerler sistemi geliştirmiştir.
Odaklanmanın gücünü ve tercihlerin önemini ve anlamını bilir.
Kişisel lider, kendisini vizyonuna ulaştıracak yolda kararlı ve
disiplinli bir şekilde elinde bir yol haritası ile yürürken beklenmedik
durumlara da hazırlıklıdır. Alternatif planlar, esnek uygulama
olanakları geliştirmiştir.
Fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak sağlığını koruyacak,
dengelerini kuracak bir yaşama düzenine sahiptir. Stresle baş etmesini,
doğru beslenmesini, nefes almasını, akıl ve beden sağlığının önemini
bilmektedir. Kişisel lider bütün bunlardan kendisinin sorumlu olduğunun
da farkındadır. Kişisel tercihlerinin sorumluluğunu ve sonuçlarını bir
başkasına atmaz.
Kişisel liderlik doğuştan gelen değil sonradan kazanılan bir
yetenek olarak görülmelidir. Her insanın içinde bu yeteneğin özü
bulunmaktadır. Önemli olan, onu ortaya çıkarmayı ve kullanmayı istemek,
karar vermek ve eyleme geçmektir.
Kişisel liderlik yetkinliklerini geliştirmeye karar veren bir kişi,
öğrenmeye, değişmeye, yaşadığı her deneyimden dersler çıkarmaya hazır
ve isteklidir. Cesaret, dayanma gücü, azim ve kararlılık onu güçlü
kılarken alçakgönüllülük, hoşgörü ve anlayış yetkinlikleri de onun
başkalarıyla uyumlu olmasını kolaylaştırmaktadır.
Çoğu insan yaşamının ileri dönemlerinde daha önceki yıllarda
yaşadığı kararsızlıklardan ve eylemsizlikten pişmanlık duymaktadır.
Tereddüt ettiği bir girişim, söylemeye çekindiği bir söz, atmaya
korktuğu bir adım, değiştiremediği bir alışkanlık yıllar sonra "keşke”
diye başlayan konuşmalarının konusu olmaktadır. Artık üzülmekten,
hayıflanmaktan başka yapacak bir şey yoktur. Ancak bu konuşmalardan
belki dinleyen gençlere önemli bazı mesajlar vardır.
Her kar tanesi nasıl birbirinden farklıysa insanların özellikleri,
yetenekleri de öylesine farklıdır. Bu farklılığın sağlayacağı
olanaklardan yararlanmak isteyenler bunun merak ve heyecanını duymalı,
maceraya atılmalı ve yola çıkmalıdır. Öğrenme ve büyüme yoluyla
kendilerini özel yapan farklılığı keşfedenler kişisel liderliklerini
kanıtlamış olacaklardır. Bireysel farklılıkları, yaratıcı ilişkilere
dönüştürmeleri durumunda da gerçek anlamda lider olacaklardır.