Anasayfa » Makale » Kimdir |
Stephen W. Hawking’in Hayatı
Kategori: Kimdir | Okunma: 1288
|
Değerlendirme: 0.0/0 |
Bahsettiğimiz bilim adamı vücudu sakat, tekerlekli sandalyede yaşamaya mahküm, konuşma özürlü ve fakat beyni mükemmel çalışan, çevresi ile iletişimi, teknolojinin geliştirdiği elektronik özel bilgisayarıyla kurabilen süper-düşünür, Cambridge Üniversitesi matematik-fizik profesörü Stephen W. Hawking’in yaşam öyküsünden bahesdiyoruz. 1942 yılında İngiltere’de dünyaya gelen Hawking’in yaşamı, çocukluk ve gençlik yıllarında neşeli ve zeki özellikleriyle normal olarak devam ediyordu. 1965 yılında evlendiği kız arkadaşı, dilbilim öğrencisi Jane Wilde ile mutlu bir aile yaşantısında iki oğlu ve bir kızın dünyaya geldi. Ancak o yıllarda ALS (Amnyotrophic Lateral Sclerosis) yani " motor nöron” hastalığına yakalandı. Bu hastalık hayatının sıkıntılı, tekerlekli sandalyeye mahkum sürecinin de başlangıcıydı. Bu hastalığa rağmen, mutlu bir aile yaşamı devam etmektedir. Bugün 49(65) yaşında olan Profesör Hawking, Newton ve Einstein’den sonra gelen en büyük fizikçi olarak kabul edilmektedir. Çok yetenekli fizikçiler verilen unvan olan Lucasian Profesörlük unvanı, Cambridge Üniversitesi’nce, Newton ve ve Dirac’tan sonra bir de Hawking’e verilmiştir. Hawking, teorik fizikte çok güncel olan, fizikteki dört-çeşit kuvveti birlikte açıklamaya çalışan Büyük Birleşim Teorisi’ni kurucusu olup, aynı zamanda Einstein’e ait rölativite teorisi ile, modern fiziğin en sofistike teorisi olan kuantum mekanik teoriyi birleştirmeye çalışmaktadır. Bu birleştirmeler gerçekleşirse, evrenin oluşumu hakkında daha sağlam ve net bilgilere erişilecektir. Hawking, kozoloji ve evrenle ilgili bilgilerin hemen hemen herkesin anlayabileceği bir dille, Zamanın Kısa Tarihi (A Brief History of Time) adlı kitapta yazdı. 1987 yılında yayımlanan bu kitap, günümüzde Türkçe’ye çevrilmiş ve basılmıştır. Bilim yazarlığının en zor tarafı, bilimsel bir konuyu, o konuyu yabancı insanların anlayabileceği bir tarzda yazmaktır. Örneğin, formül kullanmamak gerekir. Çünkü formüller alışkın olmayan insanları ürkütür. İşte bu gerçeği Hawking, kitabın özsözünde bir arkadaşının kendisine "kitaba koyacağın her formül, okuyucu sayısını yarıya düşürür” sözü ile ifade etmektedir. Formüller uzun lafın kısası olmakla birlikte, popüler yazılarda maalesef işin tadını kaçıran katkı maddesi rolünü oynarlar. Bu bakımdan popüler yazılarda en az düzeyde kullanılırlar. Profesör Hawking’in diğer kitabı da 1973 yılında George Ellis ile birlikte yazdığı, Uzay-Zamanın Büyük Ölçekteki Yapısı (The Large Scale Structure Of the Spacetime) adlı kitabıdır. Bu kitabın da Türkçe’sini bulmak mümkündür. Bu tür konularda meraklı okuyucuya yardımcı olmak bakımından, evrenin kozmolojik oluşumu ile ilgili diğer kitapta da Nobel Ödülü sahibi Profesör Steven Weinberg’in yazdığı İlk Üç Dakika (First Tree Minutes) adlı eseridir. Burada söz edilen her üç kitapta da günümüz bilim dünyasının ufuk çizgisindeki konular, hemen hemen herkesin anlayabileceği bir dille anlatılmaktadır. Bu kitapları okuyan okuyucu, bilimin ufuk çizgisinde tartışılan fizik teorileri ve evrenin kozmolojik oluşumu hakkında daha net bilgiler edinecektir. Hawking’in doktora tez hocası Prof. Doger Penrose ile birlikte yaptığı tez çalışması, sonuç olarak uzay-zaman Büyük Patlama (Big-Bang) ile başlayan ve evrenin Friedman modeline göre genişlediğini göstermekle birlikte, Einstein’in gene rölativite teorinsin geçerliliğini ispat etti. Bu çalışmasını, tez danışmanı ile birlikte 1970 yılında yayımladı. Bugün evrenin başlangıcının bu big-bang olayı olduğuna inananlar çoğunlukla olmakla birlikte, başta Hawking olmak üzere ortaya şu soruyu atanlar vardır: Genel Rölativite ve Newton çeki kanunları genişleyen evren için geçerli olmakla birlikte, başlangıç anına, o tekilan ve tekil noktaya varıldığında, genel rölativite ve Newton kanunları uygulanamamaktadır. Böyle bir anı da içine alacak fizik yasaları kurulmalı deniyor. O ilk anda, enerji (kütle) çok küçük bir boyutta (bir noktada) toplandığına göre ve küçük boyutlarda da kuantum mekanik teorisi geçerli olduğuna göre, o halde Kuantum Mekanik ve Rölativistik Mekanik yasaları birleştiren bir En Büyük Birleşim Teorisi yapılmalı ve bu yeni yasa, evrenin oluşumunu da başlangıcından itibaren an be an açıklayabilmeli denmektedir. Bugün bilim dünyası bu birleştirmenin peşinde, doğada mevcut ağırlık, zayıf çekirdek, elektromanyetik kuvvetler ve şiddetli çekirdek kuvvetleri olmak üzere bu dört çeşit kuvveti birleştiren bir teori oluşturmanın peşindedir. Weinberg ve Salam, elektromanyetik kuvvetlerle zayıf çekirdek kuvvetlerini birleştiren bir teori yapmışlar ve 1979 yılında Fizik dalında Nobel bilim ödülü almışlardır. Günümüzde bilimsel çalışmaların, özellikle teorik fiziğin ufuk çizgisinde bu konular tartışılmaktadır. Newton, Einstein’in mekanikleri ile kuantum mekanik birleştirildiğinde, ortaya çıkacak yeni teori, evrenin başlangıcından sonuna kadar tüm oluşumları açıklayabilecek denmektedir. İşte büyük bilim adamı Lucasian Prof. Dr. Stephen W. Hawking bu gibi konularla uğraşmaktadır. Prof. Hawking, bilimsel uğraşlarında ve günlük yaşantısında çevresinden ve ailesinden büyük destek almaktadır. Konuşmak istediği anda, elindeki elekronik aleti sıkarak, sandalyesine bağlı özel bilgisayarının ekranına, dakikada ortalama 10 kelimeyi sıralayabilmektedir. Bu sessiz konuşan dehanın, özel bilgisayarının hafızasında 2600 özel bir teknikle hissiyatını (söylemek istediğini) ekrana yazabilmektedir. Sağlıklı insanların konuşmalarında kullandığı kelime sayısı da 2500 civarındadır. Dolayısıyla Prof. Hawking, duygularını ifade etmede kelime sıkıntısı çekmemektedir. Hawking’in ailesinde, tüm bireyler, hayatı onun için kolay yaşanır yapma gayreti içersindedirler. Eşi Jane’in sözleri ile Hawking, "yakalandığı amansız hastalığa hiçbir zaman teslim olmamıştır. Bu kadar ünlü bir kişinin eşi olarak kendisinin de hastalık konusunda eşinin tutumunu "içten desteklediği” söylemektedir. Evrenin yapısı üzerine çalışmalarını halen sürdüren ünlü fizikçi, birçok ödüle layık görüldü. 12 onur derecesi bulunan Hawking, İngiltere Kraliyet Cemiyeti’nin ve Amerikan Bilimler Akademisi’nin de üyesi.(1) Sonuç olarak bilim dünyası, Lucasian Prof. Dr. Hawking’i değerlendirirken, günümüzde Einstein’den sonra, ikinci bir süper-beyinle karşı karşıya bulunduğumuzu kabul etmekte, onun bulgu ve teorilerinden yararlanarak, gerçeklere daha da yakınlaşmaya ve anlamaya çalışmaktadır. Kaynaklar: Bilim ve Teknik Dergisi Mayıs, 1990. Sayı, 270 |
İlginizi çekecebilecek diğer yazılar
|
| ||||
|
| ||||
|
|
(0) Yorum yapıldı. | |