Hayvanların hastalandıklarında ne yaptıklarını bilim adamları merak etmişler ve yapılan araştırmalar neticesinde hayvanların kendilerine has tedavi metotları olduğunu tespit etmişlerdir.
Aslanlar yaralandıklarında en yakin su kaynağına giderek ağızlarına bir miktar su ve toprak alıp çiğnerler. Sonra yere tükürür ve yerde bir miktar yoğurduktan sonra oluşan çamuru yaralarına sürerler. Çamur, yaradaki zehirli maddeleri emmenin yanında, yaranın tedavisine faydalı olan maddeleri de yaraya doğru çeker.
Genellikle memeli hayvanlar yaralarını yalarlar. Bu sayede hem yara temizlenir, hem de böceklerin yaradan uzak durması sağlanır. Hatta yaralı bir kaplan yarasına ulaşamadığı zaman tükürüğünü on pençelerinden biriyle yarasına sürer. Daha çok Avustralya’da yasayan ve renklerinden dolayı gökkuşağı papağanları adi verilen papağanlar ise yaralarına ulaşamadıkları zaman eslerinin yardımıyla tükrüğünü yaralarına sürerek yaraların iyileşmesini sağlarlar.
Yaralı geyikler ve karacalar ise yosunlu topraklara uzanırlar. Bunu da yumuşak olduğu için değil, yosunlu topraklarda yaraları iyileştiren bir tür antibiyotik olduğu için yaparlar.
Bal seven bir hayvan olarak tanınan ayı ise ayağını arı kovanına sokar ve balın iyileştirici özelliğinden faydalanır. Arılar ise vücutlarının ürettiği bir antibiyotiği, ballarıyla karıştırıp şifa bulurlar. Kunduzlar, vücutlarında salgılanan bir tur jöle ile iyileşirler.
Hayvanlar arasında diş pansumanın yanında dahili rahatsızlıklarını tedavi edenlere de rastlanır. Mesela kediler ve kopekler, hasta olduklarında kusabilmek için çim yerler. Kurtların ise ayni durumda tutam tutam ısırgan otu yedikleri tespit edilmiştir. Kurtlar ayrıca yılan sokmalarına karsı "Calla palutris” adli bir bitkiyi yerler. Halk arasında yılan otu olarak bilinen bu bitkinin özellikle kökleri yılan sokmalarına karşı eskiden beri kullanılmaktadır.
Sadece sevk-i ilahi ile hareket eden hayvanların kendi kendilerini tedavi etmelerine misaller saymakla bitmez. En son misalimizi de yine ayılardan verelim; ayılar "Ligusticum porteri” isimli bir bitkiye (ağaca) sürtünerek kendilerini tedavi ederler. Bu bitkinin baş ağrısı, romatizma, soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklara karşı tesirli olduğu bulunmuştur.
|